Ay'ın Karanlık Yüzündekiler.

4 Haziran 2011 Cumartesi

Venus


Oturuyorduk,bahçemizin kuytu kucağında.Burası hep ıslaktır dedin,Hiç Güneş almıyor.Ben ağız dolusu melankolinin içinde yüzerken,ellerimin titremesi yansıyordu gözlerinin şeffaf duvarlarına.
O an ikimizi de öldürmek istedim.Acıdan kurtaracak,sonsuz huzuru kesiklerimizin boğduğu bileklerimize takacakmış gibi.Manyak gibi gülmek sonra kollarına tutunurken,küçük bir gamze kıvrımının içinde uzanırken dünyayı yeniden keşfetmek alyuvarlarında.Görünüşümüzü keşfetmek,bedenimi senle tanımak,saçlarımı makas darbelerine mahkum kılıp,kıyafetlerimi parçalamak istedim.
Korkularımın getirdiği paranoyalardan elbise dikmek istedim üzerime.Hem bence hastalıklı düşüncelerimden birer saç modeli geliştirmeliyim ikimize de.Saçmalıklarımdan gözlükler,siyah olacak -toz pembe görecek kadar aptal olamadık henüz-,düşlerimizden kamyon ayakkabılar.Sen serindin ben ılık.Orta yolu bulabilmeyi henüz başarabilmiştik.
Sarıldım gözeneklerine.
Taze uçurum kokunu hücrelerime çektim.
Kirpiklerimi örttüm dudaklarının üzerine.
Sen gülümsedin,ben nefesimi tuttum.
Ben çocuklaştım,sen kanatlandın.
Seviyordum.
Seviyordun.
Göz bebeklerimizi ağacımızın dallarına ödünç bırakıp hayallerimizin ülkelerine yuvarlanıverdik,koyu kahve gecelerin arasından..
Çıplak seslerin yankılandığı,kırmızı ruj bulaşmış yatak çarşafları kıvrımlarında..

Ay Günlüğünden Alıntılar.


Geçmişten Gelenler.