Ay'ın Karanlık Yüzündekiler.

28 Eylül 2013 Cumartesi

Time.


" I've never told this to anyone. I've just tried to move past, but lately it seems that my insecurities have got the best of me and I'm no longer in control. No one should ever have to feel like this, to feel like me. Even though the good I have outweighs the bad, the bad is what's leaving me with sleepless nights. I spend most of my time arguing with my own reflection for no apparent reason and it may seem as if I have all the answers, but I'm just as lost as you. I've spend the past few years trying to overcome my own misery, but these sort of things take time, and I'm running out of mine. So I will pray to a God that isn't there, to a world that doesn't hear, to anyone who will listen, to keep me from becoming everything I promised myself that I would never be. I do not deserve this. "

22 Nisan 2013 Pazartesi

Masal

Ben dünyamı kaybederken,elimdeki şişenin dibinde,
dışarda bir masumiyet can çekişiyordu,
terli insanların sarhoş seslerinde.
ve ben ne vakit gözlerimi kaçırsam senin evreninde,
bir aşk ölüyordu,
başka bir kadının 
ellerinde.

27 Mart 2013 Çarşamba

Back down to earth.

Ne zaman aç olsam, daha aç birini görürüm - duygularını benimle doyuracak
ve ne zaman sarhoş olsam her zaman daha ayıktır baktığım gözler.
Ben ne zaman ağlasam,çat kapı yüzlerle karşılaşırım
içimde tuzu kalmış bir yığın insan.
Ne zaman yürüsem, daha bir yabancılaşır kaldırımlar,
ezbere bildiğim sokaklar çıkmaz yol olur
karanlığın kucağı gözlerimi örter.
Ne zaman bir müzik duysam,hep başka acıların izleridir
hiç biri benim olamayacak kadar güzel,
havada süzülüp dağılan birer ölü buluttur.
Ben ne zaman uçmak istesem,başka bir dünyaya
kollarımdan tutar bırakmazlar beni
hiç bir yere aitsin derler,sen hiç bir yerin toprağısın.
ve ne zaman canım acısa,sevinir birileri
Ne zaman mutlu olsam,bir yerde birileri ölür
bir sevdiğim gider ellerimden,bir yıldız daha kayar
öptüğüm geceden kan gelir.

Ve ben birini ne zaman sevsem,
hiç biri benim olmaz,
hiç biri beni sevmez
tüm güzellikleriyle bir yüz olur,
bir yığın insan
bir taş kaldırım
bir çıkmaz yol
hiç biri benim olamayacak kadar güzel
bir bulut,
bir diyarın toprağı,
bir yıldız,
bir ölü..


20 Mart 2013 Çarşamba

Eclipse

İstemsizce ellerine bulaşan rüyalarında
Bir an oluşur
gözlerinin derinliklerinde takılmış
yapışır yakana,elleri boğazında iki parmak iz,
dalarsın derinliklerine
nefesin çelik olur
kesikler içinde bırakır dudak izlerini,
sen gelmezsin bilirim
ama
gidemezsin de karakutusundan,
bu
ölüm uykusuna yatmış
porselenden
bir ucu kırık,kalpsiz bedenin.

26 Şubat 2013 Salı

4 Kasım 2011

...Kalabalık.

Kalabalığın içine karışmış sesler.
Renkleri iç içe geçmiş çürük insan suratları.
Konuşmalar,kulağımdan girip beynimi kemiren küçük bir böcek sürüsü gibi. Elimde parmaklarımı yakmakta olan bir izmarit ve yarısı içilmiş biranın ağzında dağılan kırmızı rujun ıslak izi.
Küçük bir insan çemberinin ortasında durmaktayım öylece,bir şeyler anlatan dudakları izleyip ayna karşısında çalıştığım çirkin gülüşümle onları desteklemem gerekiyor bugün. Her gün olduğu gibi.
Acemice fönlediğim saçlarım, özensiz makyajım ve ayağımı sıkan topuklu botlar. Ne kadar eğretiyim kendime.Ne işim var burada? Neden böyle giyindim? Nasıl böyle olabildim? Kahretsin, ne dedi şimdi bu? Umarım soru sormamıştır, gül ve bitir. çabuk ol. çabuk öl.

Sanırım yağmur yağacak.

Kalabalığın içinde yalnız olmayı ne denli unutmuşum. Tüm olup bitene artan ilgisizliğim, yeni bir sigaranın ucunda sallanmakta. Konuşmalar artıyor, boğulmak üzere herhangi bir boşluğu tararken gözlerim, yaklaşan iki siyah bot. İki karanlık gölge parçası ve eller. Eller. Elleri büyüyor.
Çakmağın ince çıtırtısı, parlayan bir alev ve ışık dolan bir çift göz. tüm belleğimde büyüyen,yayılan,aynanın aksine dağılıp uzayan lekelenmiş gözler.
An, alev alıp çevreme dolanırken, insanlar kayboluyor,sesler koyu bir uğultu, karanlığın içinde hareket eden eller,gözler.
kalbime saplanan zaman. ellerime akan koyu kırmızı bir korku,bir aşk. bir..


Ay Günlüğünden Alıntılar.


Geçmişten Gelenler.